İcra Hukukunda Ödeme Emrine İtiraz

Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emri üzerine;

– Borcun doğmadığı,
– Sona erdiği,
– Zamanaşımına uğradığı,
– Vadesinin gelmediği,
– Şarta bağlı olduğu,
-Senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı,
– Borcun ödeme metninde belirtildiği kadar olmadığı gibi sebepler ile itiraz etmek isteyebilir.

Borçlu ödeme emrine itiraz etmek istiyorsa, ödeme emrinin kendisine tebliğden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine bildirmelidir.

Ödeme emrine itiraz üzerine, itiraz kaldırılana veya iptal edilene kadar, icra takibi durur. Borçlu aleyhine haciz işlemleri yapılamaz.

Ancak bu hükümler genel haciz yolu ile yapılan takipler için geçerlidir. Kambiyo senetlerine özgü yolla yapılan takiplerde, itiraz süresi 5 gün olup, icra mahkemesine itiraz edilmelidir.Ayrıca tek başına itiraz, haciz işlemlerini durdurmaz.Haciz işlemlerinin durabilmesi için icra mahkemesinden bu yönde bir karar alınmış olması gerekir.



 

İTİRAZ SEBEPLERİ

İtiraz sebepleri alacağa yönelik olabileceği gibi usulü işlemlere ilişkin de olabilir.

Usulü işlemlere ilişkin olarak itirazlar arasında en önemlisi icra dairesinin yetkisine itirazdır. Yetkiye itirazda, borçlu, icra takibinin başlatıldığı yerin yetkili olmadığını ve hangi icra dairesi yetkili ise o yeri belirterek itiraz edebilir. Bunun yanı sıra, aynı alacağa ilişkin daha önce yapılmış bir takip varsa ve takip devam ediyorsa(derdestlik) bu husustaki itirazları da öne sürebilir.

Alacaklı adi senede dayanarak takip yapması durumunda borçlu bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde itiraz ederse bu imzaya itirazdır.

Borçlu imzaya itirazını ayrıca ve açıkça belirtmelidir, aksi takdirde senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır.

Borçlu, itirazında sebep göstermek zorunda değildir ancak sebep bildirilirse bunları daha sonra değiştirip genişletemez.Ancak sebeple bağlılık, icra mahkemelerinde açılacak itirazın kaldırılması davalarında geçerlidir. Genel mahkemelerde açılacak itirazın iptali davalarında sebeple bağlılık ilkesi uygulanmaz.

İTİRAZIN İLERİ SÜRÜLMESİ

Borçlu, ödeme emrine itirazını doğrudan icra dairesine yapar. İtiraz kural olarak ödeme emrini gönderen icra dairesine yapılır. Ancak, borçlu, bulunduğu yer icra dairesine de takibin yapıldığı icra dairesine gönderilmek üzere itirazda bulunabilir.

Borçlu borcun bir kısmına itiraz etmek istiyorsa, itirazında itiraz ettiği borç miktarını ayrıca ve açıkça bildirmelidir. Aksi takdirde hiç itiraz yapmamış sayılır ve takip kesinleşir. Örneğin, “benim bu kadar borcum yoktur” veya “kısmi itiraz ediyorum” şeklindeki beyanlar geçerli değildir.

İTİRAZ SÜRESİ VE GECİKMİŞ İTİRAZ

Borçlu kendisine gönderilen ödeme emrine 7 gün içerisinde itiraz etmek zorundadır. Bu süre geçirilirse takip kesinleşir ve borçlu haciz tehdidi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu süre kesindir.

İtiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası, gecikmiş itirazdır. Borçlu, kusuru olmaksızın bir engel sebebiyle süresinde itiraz edemezse bu itirazı sonradan yapabilir. Örneğin, borçlunun ödeme emrinin tebliği sırasında ağır hasta olması, deprem, sel,yangın gibi doğal afetlere maruz kalması gibi haller bir engel sayılır.

Gecikmiş itiraz, icra dairesinin bulunduğu yer icra mahkemesine ,borçlunun haczedilmiş malları paraya çevrilinceye kadar, engelin ortadan kalktığı günden itibaren üç gün içerisinde yapılmalıdır. Bunun üzerine icra mahkemesi öncelikle icra takibinin durdurulup durdurulmayacağına karar verir. Borçlunun itirazı süresinde yapamamış olmasının kendi kusurundan kaynaklanmadığı açıkça belli ise mahkeme icra takibinin durmasına karar verebilir. Fakat mazeret kabul edilmezse gecikmiş itiraz talebi reddedilir ve takibe devam edilir.

İTİRAZIN SONUÇLARI

Süresinde ve usulüne uygun yapılan itiraz, icra takibini durdurur. Gecikmiş itirazda ise daha önce bu konuda karar verilmemişse , borçlunun mazeretinin kabulü halinde takip durur.

Borçlu, kısmi itirazda bulunmuş ise, itiraz edilen kısım yönünden durur, kalan kısmı için icra takibi devam eder.

İtiraz üzerine duran takibe , itiraz giderilinceye kadar devam edilemez. Alacaklı elindeki belgelere göre, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yollarına başvurabilir. Alacaklı 6 ay içerisinde itirazın kaldırılması davası, 1 yıl içerisinde ise itirazın iptali davası açabilir.

ÖRNEK KARARLAR

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2022/6977 Karar Numarası: 2023/1027 Karar Tarihi: 22.02.2023

Özeti: Uyuşmazlık, itirazın iptali davasında, ödeme emrine itirazın olup olmadığına ilişkindir. Başlatılan icra takibinde borçluya ödeme emri gönderildiği, davalı borçlunun yetkiye itiraz etmesi üzerine yetkisizlik kararı ile dosyanın bir diğer İcra Müdürlüğüne gönderildiği anlaşılmıştır. Artık yetkisiz icra müdürlüğünün gönderdiği ödeme emri geçersiz olup yetkili icra müdürlüğünce yeni bir ödeme emrinin borçluya gönderilmesi gerekir. Ancak dosya içerisinde borçluya yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrine rastlanılmamış olup bu durumda davalı borçlunun borca itirazının da geçersiz olduğunun kabulü gerektiği halde itirazın iptali davasına devam olunarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, geçerli bir ödeme emri ile ona dair geçerli bir itiraz, itirazın iptali davalarına dair özel dava şartı olduğundan Mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.”

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2019/5272 Karar Numarası: 2020/2821 Karar Tarihi: 17.03.2020

Özeti: İnceleme konusu olayda; mahkemenin hükmüne esas aldığı, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda; senet üzerinde atılı bulunan imzaların kuvvetle muhtemel borçlunun eli ürünü olduğunun belirtildiği ve imzanın aidiyeti konusunda kesin bir görüş bildiriminde bulunulmadığı görülmüştür. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. Aldırılan bilirkişi raporu ile bonodaki imzanın borçluya ait olduğu hususu ispat yükü kendisinde olan alacaklı tarafından ispatlanamadığı gibi, alacaklı vekilinin de rapora karşı diyeceklerinin olmadığını belirterek itirazın reddini istediği görülmüştür. O halde, itiraza konu imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı kesin olarak tespit edilemediğinden mahkemece, borçlunun imzaya itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken,yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. “

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2018/9753 Karar Numarası: 2018/14304 Karar Tarihi: 26.12.2018

Özeti: Mahkemece, dilekçenin içeriğinden itiraz olduğunun anlaşıldığı yönünde hüküm kurulmuş ise de; dilekçede itiraz kelimesinin bulunmadığı ve içeriğinde de herhangi bir itiraz olabilecek açıklıkta beyanın yer almadığı göz önüne alınarak takibin devamı şeklindeki icra memurluğu kararı yerinde olup, şikayetin reddi kararı verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayetin kabulü kararı isabetsizdir.”

Avukat & arabulucu asena yıldırım